Gözaltı Giriş – Çıkış Muayeneleri Hakkında

Sevgili Meslektaşlarımız;

15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte gözaltı giriş-çıkış muayenesi yapan hekimler ve cezaevi hekimleri tarafından hak ihlalleri ile ilgili çok sayıda şikâyet başvurusu tabip odalarına, sivil toplum örgütlerine ve derneğimize yansımıştı. Bugün OHAL kaldırılmış olmasına rağmen ne yazık ki bu şikayetlerde bir azalma olmadı.

İnsanlık tarihi boyunca hastalıkları önleme ve iyileştirme gibi bir görevi olan saygın bir mesleğin üyeleriyiz. Hekimlik mesleği, tüm dünyaca kabul gören Dünya Tabipler Birliği Tokyo Bildirgesi, Hekimlerin Bağımsızlığı ve Mesleki Özgürlük Bildirgesi, İşkence ve Kötü Muamele Uygulamalarında Yer Almayı Reddeden Hekimlerin Korunması Hamburg Bildirgesi ve İstanbul Protokolü ilkeleri ile yapıldığı takdirde hem hukuka uygun hem etik, adil ve vicdani bir şekilde uygulanmış olacaktır.

İşkence ve diğer kötü muamele iddialarının etkili bir şekilde tıbbi belgelemesi ve hukuki soruşturması için Birleşmiş Milletler tarafından onaylanmış bir kılavuz metin olan İstanbul Protokolü ile Sağlık Bakanlığının adlî tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili 2005 tarihli Genelgesindeki ilkeler birbirleriyle uyumludur.

Buna göre de görüşme ve muayeneler; kişilerin mahremiyeti gözetilerek, tamamen hekim kontrolünde, hekim hasta güven ilişkisi içinde ve muhakkak bir sağlık kuruluşunda, herhangi bir güvenlik görevlisinin bulunmadığı uygun bir odada ve kişilerde herhangi bir kısıtlayıcı araç (kelepçe, gözbağı vb) olmadan gerçekleştirilmelidir.

Ne yazık ki zaman zaman gözaltı-giriş çıkış muayenelerinde ‘Üçlü Protokol’ dayatması yapıldığı dile getirilmektedir.  Üçlü protokol olarak adlandırılan mutabakat belgesi; 06.01.2000 tarihinde üç bakanlık tarafından imzalanmış, 26.01.2017 tarihinde güncellenmiştir ve tam Adı “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetim, Dış Koruma, Hükümlü Ve Tutukluların Sevk Ve Nakilleri İle Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Protokol”dür. Bu protokol, üç bakanlığın belli bir hizmeti organize bir şekilde yürütmesine ilişkin karşılıklı taahhütlerini kayıt altına almaktadır ve tamamen idari işlem niteliğindedir. Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik çıkarmaya ilişkin kurallara uygun olmaksızın hazırlanmış olup Resmi Gazetede yayınlanmayan bir düzenlemedir.

Bu protokolün 38. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin muayenelerinde ‘güvenliğin ve hasta mahremiyetinin sağlanması’ başlığını içermektedir ve güvenlik güçleri tarafından sık sık gündeme getirilerek hekimlere etik ihlal yapmaları için dayatılmaktadır:
Madde 38-
(1) Ceza infaz kurumu müdürlüğü bulunan yerlerdeki hastanelerde firara karşı engellerin bulunduğu muhafazalı muayene odaları oluşturulur. (2)   Hükümlü ve tutukluların hastanelerde muayeneleri, firara karşı engellerin bulunduğu muhafazalı odalarda yapılır. Jandarma muayene esnasında oda dışında bulunur ve gerekli güvenlik tedbirlerini alır. Doktorun yazılı olarak talep etmesi halinde jandarma, hükümlü ve tutuklunun kadın olması durumunda ise varsa öncelikle kadın infaz ve koruma memuru muayene odasında bulunur. (3)   Ancak, hükümlü ve tutukluların muayene esnasında yaptıkları her türlü mevzuata aykırı talepleri ilgili sağlık personeli tarafından anında jandarma devriye komutanına bildirilir. (4)   Hastanelerde tutuklu ve hükümlüler için muhafazalı muayene odaları yapılıncaya kadar bu odalarda veya acil müdahale ve işlem yapılan yerlerde jandarma bulunur ve doktorla hasta arasında geçecek konuşmaları duymayacak uzaklıkta koruma tedbirini alır. Hükümlü ve tutuklunun kadın olması durumunda ise muayene odasında veya tetkikin yapıldığı yerde imkânlar ölçüsünde kadın jandarma personeli görevlendirilir. Kadın jandarma personelinin bulunmaması veya sayısının yeterli olmaması halinde kadın infaz ve koruma memuru güvenliği sağlar. (5)   Muayene odasının veya tetkikin yapıldığı yerin güvenliğinin kadın infaz ve koruma memurları tarafından sağlandığı hallerde, jandarma muayene odasının veya tetkikin yapıldığı yerin çıkış noktalarında firara karşı gerekli güvenlik önlemlerini alır.
Üçlü Protokol kanunlar hiyerarşisinde anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırılık taşımaktadır, mevzuatımızdaki yasa-tüzük-yönetmelik hükümleri ile arasında çok ciddi çelişkiler bulunmaktadır. Her şeyden önce Biyotıp Sözleşmesi (09.12.2003 tarihli 5013 sayılı Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları Ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun) meclis tarafından onaylanmış kanun hükmü niteliğindedir ve protokole göre çok daha üst bir normdadır. Üçlü Protokol’ün kanunlar hiyerarşisi yönünden anayasa, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırılık taşıyan protokol hükümlerinin uygulanabilme olanağı yoktur.
Buna göre muayeneler;
1.      Hiçbir şekilde güvenlik güçleri eşliğinde gerçekleştirilmemelidir.
2.      Hiçbir koşulda kelepçe, gözbağı ya da diğer kısıtlayıcı aletler ile muayene yapılmamalıdır. Kelepçe kolluk kuvveti için bir transfer aracıdır, hasta muayene ortamına girdiği anda ise artık bizim hastamızdır. Hekim kelepçeli veya başka bir kısıtlama aracı varken muayene yapmayı reddetmelidir. Gerekçelerini ayrıntılı bir şekilde tutanakta belirtmelidir. Ayrıca üçlü protokolde dahi kelepçeli muayeneye ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.
3.      Karakollar, spor salonları gibi birçok yerde toplu gözaltı giriş muayeneleri yapılması için hekimlere dayatmalar yapıldığı bilinmektedir. Gözaltı giriş-çıkış muayeneleri mesleki bağımsızlık çerçevesinde, etik ilkeler ışığında, bilimsel standartlara uygun ve resmi otoritenin müdahil olamayacağı bir sağlık merkezinde yapılmalıdır. Muayeneler sağlık kuruluşları dışında başka hiçbir yerde gerçekleştirilmemelidir.
4.      Bütün bu hukuksuz ve etik ihlal içeren hekimlik uygulamalarına zorlanan Adli Tıp Uzmanları, en acele şekilde yaşadıkları olumsuz durumları bağlı bulundukları sağlık kuruluşu, tabip odası ve Derneğimiz ile paylaşmalıdır. Baskılara maruz kalan meslektaşlarımızın her zaman yanında olacağımızı, onlarla beraber hukuk savaşı vereceğimizi duyururuz.

Bizler adli tıp uzmanları olarak insan hakları ihlallerinin tespiti ve belgelendirilmesi aşamasına yaptığımız çok önemli katkılar nedeniyle mesleğimizi etik sorumluluk çerçevesinde, iyi hekimlik değerlerini koruyarak gerçekleştirmeye devam edeceğimizi bildiririz.

                                                    Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu  

Paylaş